Medine Ziyaret Yerleri

MEDİNE ZİYARET YERLERİ

1-MEDİNE-İ MÜNEVVERE

Medine-i Münevvere Rasulullah Efendimiz’in hicret vatanıdır
Başkaları yardım elini çekerken, yardım elini uzatan şehirdir.
İslam devletinin ilk başşehridir
Dini mübini İslamı tebliğ için yabancı ülkelere elçiler göndererek onları İslama davet ettiği şehirdir.
Mekke-i Mükerreme’den sonra en mübarek şehirdir.
Kuran-ı Kerim’in yarıdan fazlasının indirildiği yerdir.
2- CENNETÜ’L BAKİ
Genişlemelerle birlikte günümüzde 180.000 m2’ye ulaşan Cennetü’l-Baki’ yine Medine mezarlığı olarak kullanılmaktadır.
İlk defa Rasülüllah (s.a.v.) tarafından Mezarlık haline getirilen bu alan daha önce“Garğad” adı verilen bir tür çalılıkla kaplı idi. Türkler arasında daha çok “Cennetü’L-bakî” adıyla meşhurdur.
3- UHUD DAĞI
Tek başına bulunduğu, bölgedeki herhangi bir dağ silsilesine bağlı olmadığı için bu adı almıştır. Mekke müşrikleriyle yapılan mücadelenin önemli safhalarından olan Uhud Savaşı burada gerçekleşmiş ve adını buradan almıştır.

4- MESCİD-İ KUBÂ
Kuyuları ve hurma bahçeleriyle meşhur verimli bir vaha üzerinde kurulmuş olan ve adını buradaki bir kuyudan alan Kubâ, Mekke yolu üzerinde bulunan bir köydüR. Rasülüllah Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicretleri esnasında Medine’ye yaya bir saatlik mesafede bulunan Kubâ’ya ulaştı. 14 gün müsafir kaldı. kendilerinin de çalıştığı İslam’da ilk mescidi yaptırdı. Burada namaz kıldı. Kubâ Mescidi, Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksâ’dan sonra en faziletli mesciddir.
Kubâ Mescidi’nde namaz kılmayı umreyle eşdeğer gören Peygamber Efendimiz,
Medine’de bulunduğu zamanlar Cumartesi, bazen da Pazartesi günleri ve Ramazan’ın 17. günü Mescid-i Kubâ’ya giderek namaz kılar, burada verilen Kur’an-ı Kerim derslerini denetler, kendisine sorulan soruları cevaplandırırdı.
Burası, Hz. Peygamber (s.a.s)’in, düzenli olarak Cumartesi günleri, zaman zaman da Pazartesi günleri ziyaret etmeyi âdet haline getirdiği bir mesciddi. Oraya bazen binekli olarak bazen yaya gider ve namaz kılardı.
Bir hadîs-i şeriflerinde bunu müslümanlara da tavsiye ederek şöyle buyururlar:
“Kim evinde güzelce temizlenip abdest aldıktan sonra başka maksatla değil, sadece namaz kılmak için
5- CUMA MESCİDİ
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Hicret sırasında Kubâ’ya ulaşarak burada Mekke’den gelecek olan Hz. Ali (r.a.) ve diğer muhacirleri beklemek üzere 14 gün kaldı.
24 Eylül 622 Cuma günü Medine’ye hareket etti. Yaklaşık 500 metre sonra Rânûnâ’ya vardıklarında öğle vakti olmuştu. Cumanın farziyyeti ile alakalı ayet-i kerime nazil olunca buradaki namazgâhta ilk Cuma hutbesini okudu ve ilk cuma namazını kıldırdı.
Daha sonra bu ilk Cuma namazının hatırasını yaşatmak için “Mescid-i Cuma” adıyla meşhur olan bir mescid yaptırıldı.

6- MESCİD-İ KIBLETEYN
Mescid-i Nebevi’nin 5 km. uzağında yer almaktadır. İlk adı, içinde bulunduğu kabile bölgesinden dolayı Benî Seleme Mescidi iken Rasülü Ekrem’in burada öğle namazını kıldırdığı sırada kıblenin Kudüs’deki Mescid-i Aksâ’dan Kabe’ye çevrilmesi üzerine “iki kıbleli mescid” manasına gelen “Mescid-i Kıbleteyn” adını almıştır.
İslamiyetin ilk yıllarında kıble, Kudüs’deki Mescid-i Aksâ idi. Peygamber Efendimiz ve ona iman edenler Mekke döneminde olduğu gibi hicretten sonra da an altı veya on yedi ay Kudüs’deki Mescid-i Aksâ istikametine dönerek namazlarını eda ediyorlardı.Mescid-i Nebevî ile Mescid-i Kubâ’nın mihrapları buraya yönelik olarak yapılmıştı. Fakat Rasülüllah (s.a.v.) Efendimiz Kudüs’e yönelerek namaz kılmakla beraber, içinde hep Kabe-i
Muazzama’ya yönelmek arzusu vardı. Bu hususta dua ediyor ve vahyin gelmesini arzu ediyordu.
Medine’de Yahudiler de yaşıyordu… Onların da kıblesi Kudüs… Bundan Yahudiler kendilerine pay çıkarttılar.
“Ne acaib iştir! Dini bizden ayrı, fakat kıblesi bizim gibi!” sözler sarfediyorlardı. Bu sözler Resulullah efendimize kadar geldi. Bu söylentilerden, kalb-i şerifleri incindi. Bir gün Cebrail aleyhisselam geldiğinde, ona buyurdular ki: “Ey Cebrail! Allahü teâlânın,yüzümü, Yahudilerin kıblesinden Kabe’ye çevirmesini arzu ediyorum.”Cebrail aleyhisselam da; “Ben, ancak bir kulum. Bunu, Allahü teâlâdan niyaz et!” diye cevap verdi.
Hicretten 18 ay kadar sonra Şaban ayının 15. günü Rasülüllah (s.a.v.) Seleme Oğulları yurdundaki bu mescidde öğle namazını kıldırıyordu. Namazın iki rekatı eda edilmişti ki, kıblenin çevrilmesi ile alakalı aşağıdaki ayet-i kerime nazil oldu.
قال الله تعالى : قد نرى تقلب وجهك فى السماء فلنولينك قبلة ترضاها
فول وجهك شطرالمسجدالحرام وحيث ما كنتم فولوا وجوهكم شطره .
“Yüzünün gök yüzüne çevrilmekte olduğunu görüyoruz. Seni elbette hoşlanacağın kıbleye döndüreceğiz. O halde yüzünü hemen Mescid-i Haram’a doğru çevir. Ey müminler, yüzlerinizi onun yönüne çevirin.” (Bakara, 144)
Peygamber Efendimiz yönünü Beyt-i Makdis’den Kabe-i Muazzama’ya çevirdi. Cemaat da safları ile birlikte döndüler ve son iki rekatı Kabe’ye doğru kıldılar. Bundan dolayı bu mescide “Mescid-i Kıbleteyn” (iki kıbleli mescid) denilmiştir.